Tebriz, bereketli toprakları ve verimli havasıyla her tür meyvenin yetiştiği bir diyardır. Şehirde binlerce çeşit meyve bulunur. En meşhurları arasında Necm-i Halef armudu, Peygamber armudu, Sibet Milânî elması, tatlı zerdali (kayısı), Necm-i Ahmedî üzümü, ufak üzüm, razakı, melikî, tabarze, Hızire-i Mecdeddin, bakran, sarı alûs (erik) ve kadınlar armudu sayılabilir.
Bu meyvelerin tadı öyle güzeldir ki, rivayete göre Şam’da bile bu kadar çeşit bulunmaz. Sadece bazıları İstanbul pazarlarında görülebilir. Tebriz’in iklimi meyvelere özel bir lezzet verir; suları tatlı, toprakları bereketlidir. Bu yüzden meyveler hem iri hem kokuludur. Yazın şeftali, kayısı ve üzüm, kışın elma ve armut, halkın sofralarını süsler.
Lezzetli İçecekler ve Şerbetler
Tebriz halkı, meyvelerden elde edilen içecekleriyle de meşhurdur. En beğenilen içecek, misket üzümünden yapılan “duhter-i rez” şırasıdır. Bu şıra, yedi farklı renkte olup hem tatlı hem ferahlatıcıdır.
Ayrıca melikî üzüm şarabı, köknar şarabı, nar ve gülnar (nar çiçeği) şarabı, âb-ı şulle (beyaz şarap), şehlân şarabı, vişne şarabı, bal suyu, darı bozası ve pirinç bozası da sıkça içilir. Halk arasında özellikle boza ve bal suyu yaygındır; soğuk kış günlerinde ısıtır, yaz aylarında serinlik verir Sofia City Tour.
İmarethaneler (Aşevi ve Misafirhaneler)
Tebriz’de yoksullara ve yolculara yemek verilen büyük imaretler vardır. Bunların başlıcaları Şah Yakub İmareti, Sultan Mütevekkil İmareti, Zübeyde Hatun İmareti ve Sultan Haşan İmareti’dir. Bu yapılar geçmişte büyük birer hayır kurumu olarak tanınırdı. Ancak zamanla bazıları bakımsız kalmış, halkın hizmetinde eski önemini yitirmiştir.
Sürhâb Dağı (Kızıldağ) ve Manzarası
Şehrin kuzey yönünde yükselen Sürhâb Dağı, Tebriz’in en güzel seyir yerlerinden biridir. Özellikle ikindi vakti, dağın tepesinden Rumiye Gölü bütün ihtişamıyla görünür. Dağa hızlı yürüyen biri bir günde ulaşabilir. Dağ havası serin, manzarası ise büyüleyicidir.
Tebriz’in Bağları ve Bahçeleri
Tebriz, tabiat güzelliğiyle ünlü bir şehirdir. Çevresinde 47.000 bağ, bahçe ve dinlenme yeri bulunur. En meşhurlarından biri Şah Yakub Bağıdır. Bu bağda yapılan şenlikler dillere destandır. Rivayete göre bir günde yetmiş kez müzik faslı yapılır, hanendeler ve sazendeler Horasan tarzı ezgiler söyler, rakkaslar yıldızlar gibi dönerdi. O günlerde Tebriz, adeta Hüseyin Baykara’nın Herat meclisi gibi bir sanat ve neşe şehri olurdu.